BLACK WHITE DERGİSİ EYLÜL 2007

YAŞAMIMIZI YÖNLENDİREN ZAMAN KAVRAMI

Asırlardan beri süre gelen zamanı keşfetme tutkusu… Yaşamımızı yönlendirmek, değerlendirmek en iyi şekilde vakit geçirmek için ihtiyacımız olan zaman. Güncel hayatımızda olmazsa olmazlarımızın en başında saatler geliyor. Hayatımızı ona göre ayarlıyor, programlıyor, oluşturuyoruz. Saatler çok çabuk geçiyor. Gene bir gün bitiyor, gece başlıyor, sabah oluyor. Ömrümüzde ki zaman döngüsü böylece devam edip gidiyor. Bu süreç yaşamımız bitene kadar sürüyor.

Evet sevgili Black White okuyucuları Saatler: Duvar saati, kol saati, dekoratif saatler, şömine üstü, büfe üstü saatler, çeşitli ve değişik modelde saatler.

Doğduğumuz andan itibaren sorgulanan, bizi yönlendiren, yöneten saatler. Dekorasyonda kullandığımız, zamanı öğrenmek için arada bir baktığımız bu saatlerin nasıl oluştuğunu isterseniz beraberce keşfedelim.

Zamanı ölçüye vurulabilir dilimlere bölme işi tarihin başlangıç dönemlerine kadar uzanmaktadır. M.Ö.5000 yıllarında Sümer'liler 1 yılı 12 aya, Babil'lilerde ayı 29,5 güne bölerek takvimlerine kavuşmuşladır. Daha sonra Yahudiler 7 günlük haftayı, Mısır'lılar 365 günlük yılı 24 saatlik günü bulup, günlük yaşamlarında kullanmaya başlamışlardır.

Güneş ve su saatlerinden günümüzdeki elektronik saatlere ulaşılması için yüzyıllar geçmiştir aradan. Güneşin durumuna göre zamanı ölçen saatlere İstanbul’un bir çok yerinde rastlamak mümkündür. Ufki bir yere dik olarak konmuş madeni bir çubuktan oluşmuştur. Güneşin bu çubuk üzerine vurması ile oluşan gölgenin düştüğü yer ölçülerek zaman anlaşılıyordu.

İstanbul surlarında Bizans güneş saatlerine, aynı zamanda camilerde rastlanır. Güneş saatlerinden sonra sırayı kum saatleri ardından da su saatleri almıştır. Basit yapılmış ilk su saatleri, üsteki bir kaptan alttaki bir kaba damla damla akıtılmasıyla oluşturulmuştur. Kaplar madeni olduğu için su seviyesi görülmediğinden kesin ölçüm yapılamazmış. Zamanla daha da kusursuz su saatleri yapılmış.(M.Ö.135)

Binlerce yıl sonra Leonardo da Vinci’nin çizimleri 1493 ardından Galileo Galile-i sarkaç salınımları matematiği üzerine yaptığı yoğun çalışmalarının sonuçları 1632 de yayınlanır. Ölümünden sonra oğlu Vincenzio Galile-i babasının çalışmalarını pratiğe dökerek Sarkaçlı saatlerin ilk örneklerinden birini yapar.

1657 yılında Hollandalı fizikçi Christian Huyges çalışan sarkaçlı bir saat yapıp patentini alır. Böylece Leonardo ustanın ilk çizimlerinden işe yarar bir modelin çıkması için bir buçuk yüzyıl geçmiş olur.

Antika olarak günümüze kadar gelen birçok saat modeli vardır. Duvar saatleri. guguklu saatler, yerden yüksek sarkaçlı saatler, saat takımları, masa saatleri, cep saatleri gibi örnekleri sıralayabiliriz. Bunlar günlük yaşamımızda bizlere eşlik etmekle kalmayıp dekore ettiğimiz mekanların en güzel yerlerini süsleyerek hayatımıza renkte katmaktadır.

Özellikle antika saatleri dekore ettiğimiz mekanlarda kullanmalıyız. Geçmişten günümüze gelen ve hala çalışarak, zamanın ne kadar değerli olduğunu ve ne yaşamlar yaşandığını bizlere hatırlatan bu saatlere gözümüz gibi bakmalıyız. Saatler zaman kavramımızın değişmeyen yegane unsurlarıdır. Zamanınızın çok hayatınızın uzun olması dileğiyle.

Osman Gürsoy Antika Sanat Danışmanı SJB Osman Gürsoy'un diğer yazıları