BLACK WHITE DERGİSİ NİSAN 2008

NEFESLE HAYAT BULARAK IŞIĞI YANSITAN YAŞAM…

Camın da bir hayatı vardır. Bu hayatı onlara sağlayan ustalar, camı 800 derece sıcaklıktaki ocağın içinde eriterek onu şekilden şekle büründürür. Hayatta biz insanoğulları hastalık ve ölümle terbiye ediliriz, camlar ise kırılarak. Ancak gerekli özen ve dikkat gösterilirse ustaların elinde büyük emeklerle yaratılan cam objeler senelerce yaşayabilirler.

Uzun bir çubuk, sihirli bir dokunuş, alıp verilen her bir nefesle ustalarının elinde canlanarak hayat bulan, kusursuz güzellikteki cam objeler.

Hayatımıza renk katan, yaptığımız dekorasyonlarda genellikle kullandığımız, olmazsa olmazlarımızın başında gelen camlar… İhtiyacımız dahilinde var olan, bazen bir çay bardağı, çiçeklerimizi koyduğumuz vazomuz, bazen de vitrinlerimizin içini süsleyen objeler olarak bizlerle hayat bulurlar. Varlıklarından keyif duyduğumuz, kırılmasın diye çok dikkat ederek kullandığımız, üzüntülü ve kızgın anlarımızda ise zaten kısa olan ömürlerini kırarak yok ettiğimiz camdan yapılan objelerimiz.

Kırılganlığı ve narinliğiyle yaşamımıza görsellik katan bu objeler hele üstüne üstlük bir de ailelerimizden bizlere yadigar ise daha da önemli hale gelirler. Kazara kırıldığında içimizden bir parçanın koptuğunu hissederiz. Ateşin sıcaklığı içinde eriyerek, ustaların ellerinde şekillenerek, büyük emekler sonucu ortaya çıkan o güzelim formlar…

Sevgi ve dikkatle yoğrulan maddeler, sanki bir ney üstadının üflediği neyinden çıkan egzotik nameler gibi üfleme sonucu ortaya çıkan camın aldığı şekil… Camla bütünleşmek cama hayat veren ustalar için çok önemlidir.

Camın da bir hayatı vardır. Bu hayatı onlara sağlayan ustalar camı 800 derece sıcaklıktaki ocağın içinde eriterek onu şekilden şekle sokarlar. Hayatın içinde bizler hastalık ve ölümle terbiye ediliriz, camlarsa kırılarak… Cam, ustaları tarafından uğurlu sayılır, ayrıca strese karşı da iyileştirici etkisi olduğu söylenir. Birbirinden farklı renkler oluşturulurken bir çok değişik maddeler kullanılır. Kobalt, bakır, demir, krom madenlerin oksitleriyle, maden tuzları, kükürt, karbon ve benzeri bir çok madenlerden yararlanılır.

Ustalar bu eserleri oluştururken çeşitli malzemelere ihtiyaç duyarlar. Üfleme borusu, elektromotor, hava pompası, pens, masa ve tezgahlar. Onların sahip olması gereken en önemli şey de sıcaklık yani eritme ocağıdır. Cam atölyelerinde bir çok eritme ocağı vardır. Cam ustaları daha çok renk elde edebilmek için genellikle birkaç ocaktan faydalanırlar. Camın kırılması ocakla atölye arasındaki ısı farkı nedeniyle önlenir.

Ülkemizde Akdeniz ve çevresi cam üretiminin merkezi gibidir. Kum ve ağacın bol olduğu bu bölge cam üretimi için de uygundur.

CAMIN SESİNİ SADECE USTALAR DUYAR
Ustalarının elinde büyük bir emekle oluşturulan bu cam objeler senelerce yaşayabilirler. Bazen de bir gün içinde kırılıp yok olurlar. Cam ustaları alev topu gibi kırmızı renge bürünmüş camı alarak, bir borunun ucundan üfleyerek cama nefesleriyle yaşam enerjisini verirler. Cama şekil verip oluştururken, çıkardığı sesin tınısını yalnızca onlar duyarlar.

Camı üretmek, oluşturmak çok zor bir iştir. Cam ustalarının her detaya dikkat ederek oluşturdukları o eşsiz güzellikteki cam eserler, onların çocukları gibidir. Vücutlarından çıkan o nefesle oluşan…

Cam atölyelerinde; Kireç taşı, silis taşı, cam kırığı, sodyum karbonat, boraks, nitratlar ve diğer alkalik maddeler kullanılır. Opalin maddesi ise taş olarak atölyelere gelir, önce kırılarak öğütülür sonra eritilip cam işçiliğinden geçirilir.

OPALİNİN BÜYÜSÜ
Opalin kelimesi Fransızca'dan gelmektedir. Kalay oksit katılarak donuklaştırılmış veya kemik tozu katılarak yan donuk hale getirilmiş cama denir. Opalinin bir çok değişik modeli vardır geçmişten günümüze gelen, özellikle 19. yüzyılın ilk yansında, Fransız kristal fabrikalarının yapımında uzmanlaştıktan beyaz yakut renkli opalin kristalleri.

20. yüzyılda da donuk ya da saydam renkli camlar görmekteyiz. Opalinler çok çeşitlidir. Cam opal inler, taş opalinler, renkli ve işlemeli opalinler. Bunların arasında en değerli olanlar ışığa tutulduğunda bordo renk verenlerdir. Hakiki opalinler böyle anlaşılır.

Fransız Sevres Firması'nın kendi özel damgasıyla ürettiği süt beyaz opalinler günümüzde çok tutulmaktadır. Bunların üretimindeki kusursuzluk. ışığa tutulduğunda verdiği bordo renk ve formları, minimal ve klasik dekorasyonda da bu beyaz opalinleri aranılır kılmaktadır.

Temizlik ve saflığı simgeleyen beyaz renk, ışığın yansımasıyla oluşan bordo renkle birleşir. Onları seyrettikçe stresten bizi uzaklaştırarak ruhumuzdaki dinginliği bulmamızı sağlar.

Geçmişten bu güne kırılmadan gelen bir çok cam ve kristal obje vardır. Bunlar antika olarak da değerlidirler.

Yukarıda da anlattığım gibi kırılganlığı çok fazla olan bu camdan, kristalden, opalden yapılmış objelerin, günümüze kırılmadan gelmeleri çok önemlidir. Onlar o yaşanmışlığın verdiği görsellikle bizleri keyiflendirmekte, yaşamın bizler için ne kadar kırılgan ve kısa olduğunu hatırlatmaktadırlar. Bu objeler her zaman kırılmaması için gözetilmeye muhtaçtır. Biz insanlar ise hayatın bize yaşattığı kırgınlıklardan yaşamın bizi yıpratmasından kendimizi koruyamayız. Siz Black White okuyucularına az kırgınlıklı, bol güzellikli yıllar diliyorum.

Osman Gürsoy Antika Sanat Danışmanı SJB Osman Gürsoy'un diğer yazıları